Toplumun Aynasında Yansıyan Çürüme: Ahlaki ve Manevi Erozyon Üzerine
...

HATİCE GÜLCAN YÜKSEL
hgyuksel1974@gmail.com -
Toplumlar sadece binalarla, yollarla veya ekonomik yatırımlarla ayakta kalmaz. Asıl yapı taşı; insanların vicdanları, ortak değerleri ve birbirlerine duydukları güvendir. Fakat günümüzde bu temel taşların birer birer çatladığını, hatta bazı yerlerde tamamen çöktüğünü üzülerek gözlemliyoruz.
Ben bir çiftçi olarak toprağın bereketini ve emeğin kıymetini biliyorum. Aynı zamanda bir sosyolog ve sosyal hizmetler alanında yüksek lisans öğrencisi olarak da toplumun derin yapısal kırılmalarını anlamaya ve anlamlandırmaya çalışıyorum. Bugün yaşadığımız sosyal sorunların temelinde, uzun süredir görmezden geldiğimiz ahlaki ve manevi bir yozlaşmanın yattığına inanıyorum.
Sessiz Bir Çöküş: Ahlaki Anomi
Sosyolog Emile Durkheim’in tanımıyla "anomi", yani toplumsal kuralların belirsizleşmesi, günümüz Türkiye’sinde adeta bir gerçekliğe dönüşmüş durumda. İnsanlar neyin doğru, neyin yanlış olduğunu kendi çıkarlarına göre tanımlamaya başladı. Dürüstlük küçümseniyor, adalet talebi bastırılıyor, merhamet ise bir "zayıflık" olarak görülüyor.
Ahlaki normların yerini faydacılık alınca, toplumun temel vicdani dengesi bozuluyor. Bu bozulma; ailede, okulda, iş yerinde ve en önemlisi de insanların kalplerinde gözlemleniyor. Bugün artık sadece “başarı” konuşuluyor ama o başarının nasıl elde edildiği kimseyi ilgilendirmiyor.
Dindarlık mı? Gösteri mi?
Manevi değerler ise başka bir cephede aşınıyor. İnanç, yüzyıllar boyunca bu toprakların mayası olmuşken; şimdi sadece şekilsel bir kalıba sıkıştırılıyor. Dindarlık, giderek vicdanlı bir hayat sürme sorumluluğundan çok, dışarıya karşı bir “görünüm” haline gelmiş gibi.
Sosyolog Ali Şeriati bu durumu "dine karşı din" kavramıyla açıklar. Yani hakikati arayan, insanı erdemli kılan din anlayışının; yerini statü, güç ya da kimlik aracı olarak kullanılan sahte bir yapıya bırakması. Bugün bu sahte yapı, samimiyetin yerine geçiyor. Oysa bir toplumda en çok ihtiyaç duyulan şey, inançla yoğrulmuş gerçek bir ahlaktır.
Ailede Çatlaklar, Eğitimde Eksiklikler
Aile kurumu artık daha kırılgan. TÜİK verilerine göre boşanma oranları son yıllarda yüzde 30 artmış durumda. Şiddet, ihmal, bağsızlık gibi sorunlar yaygınlaşıyor. Bu ortamda yetişen çocuklar; sevgisiz, güvensiz ve rol modelsiz büyüyor.
Eğitim sistemimiz ise sadece sınavlara odaklı. Gençlerimiz iyi birer mühendis, doktor ya da avukat olabiliyor ama aynı zamanda adil, empatik, sorumlu bireyler olarak yetişemeyebiliyorlar. Çünkü karakter eğitimi sistematik olarak verilmiyor. Halbuki eğitim, sadece bilgi değil; ahlak ve vicdan da kazandırmalıdır.
Dijital Dünyada Değersizlik
Sosyal medya çağında bireyler artık kendi değerlerini dış onayla ölçer hale geldi. Gerçeklik yerini filtrelere, başarı yerini gösterişe bıraktı. Özellikle gençlerde benlik duygusu, algoritmaların yönettiği bir beğeni ekonomisine indirgeniyor. Bu da bireyleri yalnızlaştırıyor, değersiz hissettiriyor ve tüketim kültürünün kolay avları haline getiriyor.
Çözüm İçin İlk Adım: Sorgulamak
Toplumsal yozlaşmaya karşı ilk adım; suçlayarak değil, sorgulayarak başlar. Her birey kendi iç muhasebesini yapmalı:
. Ben ne zaman susarak kötülüğe alan açtım?
.Hangi davranışımla ahlaki çürümeyi destekledim?
.Topluma karşı hangi sorumluluğumu unuttum?
Ahlak, sadece büyük sözlerle değil, küçük davranışlarla inşa edilir. Güler yüz, dürüstlük, adaletli bir söz, haksızlığa karşı dik durmak... Bunlar küçük görünebilir ama bir toplumun yeniden inşasında temel tuğlalardır.
Son Söz: Vicdanı Diriltmek
Toplumu onarmak için sadece reformlara değil, bir vicdan uyanışına ihtiyacımız var. Tarımda toprağın kendini yenilemesi zaman alır ama mümkündür. Aynı şekilde, toplum da kendini yeniden yeşertebilir. Bu da ancak ortak ahlaki değerlerde, samimi maneviyatta ve dürüst yaşamda birleşmemizle mümkündür.
"Bir milletin asıl gücü, topu, tüfeği, tankı değil; inandığı ahlaki değerlerdir."
Mustafa Kemal Atatürk
Topluma karşı sorumluluk hisseden her birey bu çöküşü durdurma gücüne sahiptir. Yeter ki yüzümüzü yeniden özümüze dönelim.
Kaynakça:1. Durkheim, Émile Toplumda İşbölümü, Özgür Basın, 1997.
2. Şeriati, Ali. Dine Karşı Din, Fecr Yayınevi, 1995.
3. TÜİK, Boşanma İstatistikleri Raporu, 2024.
4. UNESCO. Global Citizenship Education: Topics and Learning Objectives, Paris, 2015.
5. Turkle, Sherry. Birlikte Yalnız, Temel Kitaplar, 2011