Bu Gün Türk Hakemliğinin En Acı Günü!
Değerli dostlar, sesimi duyanlar, yetkililer, siyasetin ve kamunun sorumlu insanları, gençler, sporcular hepiniz sesimi duyun..! Stemim var,

Fehmi Gildiroğlu
- 05054460758Bu gün 24 şubat 2025, Türk hakemliğinin en acı günü.
Bunu sadece hakemle ilgili sananlar ise olayın vehametinin korkunçluğunun farkında değillerdir.
Yeni cumhuriyetin kurulduğu yıllardaki mücadeleyi hatırlayın. Tüm dünyaya karşı varlık yokluk savaşı vermişsin, küllerinin üstünde bir ülke meydana getirmişsin. Her türlü bilimsel, teknolojik, eğitim, spor vs.. deki geri kalmışlığını milli seferberlik ile, milli bir direniş ile yemişsin. Uçak fabrikası, Araba fabrikası, yapmışsın, küçük fabrika, atelyelerde her türlü ürünü üretmişsin.
Belki siyasi belki ekonomik nedenler, yada rekabet bir çok ürünlerde ithal ürünlere yer verilmiş. Başka sebepler de olabilir, ama konumuz o değildir.
Bu gün bir çok alanda bu millet, inancını, hırsını, mücadele azmini ortaya koyarak, çok çalışarak, her alanda teknolojik, bilimsel, spor, eğitim, sağlık, savunma sanayii alanında dünyanın sayılı ülkeleri arasına girmiş, sözü dinlenen, oyun kuran, kuralları değiştiren savaşları bitiren, barışı tesis edebilen bir rol kapmayı başarmıştır.
Bunun adı inançtır, birliktir, beraberliktir. Türk milleti çalışarak, bir bedel ödeyerek bir çok vesayeti yenerek ancak bu günlere gelebildi.
Bu gün tartışacağımız, konuşacağımız mesele bu gün oynanacak maçtaki yabancı hakem mi olmalıydı?
Darbe yiyecek olan bu milletin vatandaşına olan; Güven, adalet, birlik ve beraberlik duygusudur.
Böylesi taleplerin futbolla sınırlı kalacağını mı sanıyorsunuz. Yarın sporun tüm alanlarında (güreş, voleybol , basketbol vs.. tüm branşlarda) ithal hakem talebi gelecektir. Amaç budur...
Bu bizim birbirimize inancımızın, güvenimizin sarsılması değil, gençliğin heveslerinin yok edilmesidir.
Aslında bu bir ülke meselesidir.
Yarın kimse garanti edemez. Mahkemelere yabanci hakim, kurumlarda yabancı yönetici vs..
TBMM acil toplanıp bu kepazeliğe dur demelidir.
İki sermaye takımının taraftarlık şemsiyesi altında Türk toplumunu germesine, Hele hele Türk gençliğini alet ederek yabancılardan medet umar hale getirmesine müsade edilmemelidir.
"Türkiye iki takımdan büyüktür"
Alt liglerde, diğer branşlarda, ne kadar müsabık varsa bu gidişe alet olmamalı, klüpler hizaya getirilmelidir.
Hani beden terbiyesi, spor bakanlığı, turizm, adalet, basın yayın, nerede? Ya bunlar bizi ilgilendirmez demeleri ise daha büyük felakettir.
Yarın geç olmadan bu milletin ruhsal tramvadan kurtarılması gerekir.
Ağızlarından salya akan, her türlü küfürü hakareti utanmadan aleni yapan herkesin ve kesimin spor adına taraftarlık adına bu milletin sinesini, aile yapısını, sokakları, genç beyinlerin beslendiği sosyal medyayı kirletmesine müsade edilmemelidir,
Toplumun değer yargılarını germenin kimseye bir faydası olmayacağı gibi bu işin bir beka meselesi olmadan, önlenmesi herkesin sorumluluğundadır.
Yani burada kazanan yok,
Kaybeden hepimiz unutmayın...