deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler cardsthatgive.org virginiawinefestival.org/ deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler

30 Eylül 2024 - Pazartesi

TÜRKMEN KÜLTÜRÜ'NDE MÜZİĞİN YERİ

Türkmen ezgileri estetik, üslup ve ifade bakımından kültürümüzde yer etmiş en zengin halk edebiyatı ürünlerimizdendir. Bu ezgiler, yurt ve ulusla ilgili tarihsel olayları efsaneleştirirken halk kahramanlarının ulusun zihnine yerleşmesinde önemli bir role

Yazar - Sonat Seyhan
Okuma Süresi: 8 dk.
Sonat Seyhan

Sonat Seyhan

- 05520688085
Google News

 Dünyanın çeşitli coğrafyalarında, etki bırakmış kahramanlar her devirde halk müziğinin konusu içinde yer alır. Bu kültürün ana kaynağı Orta Asya’dır. Asya’dan Anadolu’ya farklı din kuşaklarında yaşayan Türkmenlerde doğa ve hayvan sevgisi yer etmiş; ancak, bu sevginin “totemizm” ve “natürizm” kültürü ile hiçbir devirde ilgisi olmamıştır. Halk ezgilerinin, hikâyelerinin, masallarının ve efsanelerinin esin kaynağı çoğunlukla doğa ve hayvan sevgisidir. Eski Türk dini de görünüşte “natüralist”, gerçekte “sembolist” bir din olmuştur. Hayvan üzerine yapılmış destanlarda Türkmen ezgileri büyük bir yer tutmuştur.

            Türkmen ezgileri, estetik, üslup ve ifade bakımından çok zengin bir niteliğe sahiptir. Öyle ki; yaşam süreci içinde geçen en yalın, en değersiz konulardan tutun da, enyükseklerine, yurt ve ulusla ilgili tarihsel ve toplum sal olaylara, efsaneleşmiş halk kahramanlarına kadar her şey onun ifade alanına girer. Örneğin; çeşitli konular üzerine söylenmiş destanlar, Köroğlu, Genç Osman, Gazi Osman Paşa, Yörük Ali Efe gibi kahramanlar, Estergon, Budin, Belgrat, Cezayir, Selanik gibi kaybedilmiş memleketler, savaşlar, aşiretkavgaları, isyan olayları, ölüm olayları, Kara Yusuf,Alay Beyi gibi Rumeli Halk Kahramanları, Sarı Zeybek, Gerali, İslamoğlu, Çakırcalı, Sepetçioğlu,Koca Arap, Temur Ağa gibi halk üzerinde etki bırakmış kahramanlar, halk müziğinin konuları içinegirer. Bunlardan ayrı ninniler, zanaat ezgileri, esnaftürküleri, denizci havaları... gibi daha nice anonimkonular halk müziğimizin kadrosunu doldurup taşırır. Bu bakımdan Anadolu’muz gerçek toplumsalbir fonksiyona sahip bulunmaktadır. Bu ezgiler,halk yaşamının, halk ruhunun gerçekten tam ve eniçten ifadesidir.Buraya kadar açıklamaya çalıştığımız bu büyük kültür olayının ana kaynağı nereden geliyor? İşte burada soruya yanıt vermemiz gerekiyorsa, Orta Asya kaynaklarına kadar inmemiz gerekir.Türkler Orta Asya’dan Anadolu>ya gelinceye kadar çeşitli din devreleri geçirmiş ve bununla birlikte yaşamları boyunca doğa ve hayvan sevgisi önemli rol oynamıştır. Bu nedenle eski Türklerde bu yaşantının «TOTEMİZM» ve «NATÜRİZM» kültürü ile ilgisi vardır. Esasen eski Türk dini görünüşte “NATURİST” gerçekte “SEMBOLİST” bir dindi. Totemizm devrinde hayvanlar, natürizmde de doğa sal olaylar sembolleri meydana getirmiştir. Nitekim Göktürklerde ve Uygurlarda esas totem «KURT» idi. Oğuz efsanelerindeki örgütte Bozoklar>da Gök Han’ın totemi “ŞAHİN = DOGAN”. Ayhan’ınki, “KARTAL”, Yıldız Han’ınki de «TAVŞAN» idi. Her biri kendi totemini kutsal sayar, ona ok atmaz onu öldürmezdi.Bugünkü ay takvimi o devirde sırayla: « FARE - ÖKÜZ - PARS - TAVŞAN - EJDERHA (TİM¬SAH) -  ile belirleniyordu. Nitekim bir insanın doğumu bu hayvanlardan hangisine rastlarsa o hayvan o insanın totemi olurdu. Sonraları birçok kabileler (boylar) hayvan isimleriyle de anıldı. Hatta bugün bile Anadolu’nun birçok Türkmen oymakları (Aşiretler) hayvan isimleri taşırlar. Örneğin; Tekeler, Akkoyunlular, Sarı Keçililer, Kara Koyunlular. Boz-doğanlar gibi halen aşiretlerde bazı aylar önceden olduğu gibi hayvan ismi taşırlar. Örneğin; Oğlak, ayı ve Elbeyli’nin pirine de (Boz geyikli) denmektedir. Hayvanlar üzerine yapılmış Bülbül, Fare, öküz destanları ve At, Kırat, Ala geyik, Keklik, Turna, Koyun, Güvercin, Yeşil kurbağalar... Türkmen ezgilerimizde geniş yer alır.Halk hikâyelerimizde ve masallarımızda Alageyik, Kurtla Koyun, Kaplan, Kedi masalları çoktur. Atasözlerimizde de «Atın dik başlısı, yiğidin ağır başlısı», Öküzün inek başlısı, güzelin uzun saçlısı», «Deve sunadır, koyun berber, keçi çerçidir, at server (Yani başkan). Gene inançlarımız arasında, kurdun dişini cepte taşıyana nazar değmez, uykusunda da sayıklamazmış. Bozkurdun gözü kurutulup, dövülüp, tozu göze sürülürse göz iyi görür ve ağrımazmış.Balık, arı, geyik, kedi, Muaviye>ye düşmanlık et-tikleri için Alevilerce makbul sayılırmış. Buraya kadar vermiş olduğumuz bilgi ve örneklere Türkmen ezgilerinin «Profan La Dini» yani Din dışı bölümü açıklanmış bulunmaktadır. Türkmen ezgileri yalnız din dışı değil, bir de dinle ilgili «Gizli Alevi Türk­men Müziği» vardır. Alevi Müziği; Türklerin İslam­lıktan önceki din ve kültür izlerini taşıdığından, kadınlı- erkekli, sazlı sözlü-oyunlu eski Türk gele­neklerini sürdürdüğünden, öz Türk gelenekleri, öz Türk sazı ve dilini yaşattıklarından dolayı özel bir değer taşırlar. Halen Tahtacı oymaklarında, eski din kalıntıları en canlı biçimde yaşamaktadır. Her ne­dense azınlıkta kalmaları ve küçümsenmelerinden dolayı kendi içlerine çekilmişler ve birbirlerine sım­sıkı bağlanmışlardır. Bu nedenle en eski Türk Kül­türü kalıntılarından örnekleri zamanımıza kadar taşıyıp getirmişlerdir. Özellikle güneyde, doğa ko­nusunun ele alındığı dağ Türkmen aşiretlerinin ba­rındığı görkemli Anadolu Halkı’nın gerçekten dağ olarak tanıdığı yüce Toroslardır. Güney Anadolu’yu kaplayan Toroslar’ın 2800 m. yükseklikteki BİN- BOĞA Dağı, 3700 m. yükseklikteki ALADAĞ, 3000m. yükseklikteki BULGAR ve BOZDOĞAN Dağları, Karacaoğlan ve Dadaloğlu>na esin kaynağı olmuşlardır.

Örneğin; Dadaloğlu;

Binboğa da, Koç Dağı’nı gözedir.

Geyik Ceran Lale Sümbül tazedir.

Ablak sığınları boyun uzadır.

Farız avcı ister sana Binboğa

Dumanlıdır Aladağ’ın alanı

Ortasında sarı çiçeksavranı

Yiğit durağı da arslan yatağı

Dilberlerin hep de böyle ola mı Karacaoğlan’dan;

Yeşil ördek sulanıyor gölekte

Altın küpe şavk veriyor kulakta

Şahin gibi yükseğinde uçarka

 Leylek gibi engininden geçerke Dadaloğlu;

Yürü bre Bulgar Dağı Senden yüce dağ olmaz mı?

Seni yaylayan güzelin Al yanağı bal olmaz mı?

SİLİFKE YÖRESİNDEN Yayla yolları:

Yayla yollarında göç katar katar

Öğründen ayrılmış bir palaz öter

 Bu ayrılık bana ölümden beter

Ağlaşalım ayrılığın günüdür Keklik:

Keklik olsam yuva yapsam

Ben de bağlara bağlara

Ben yârimi alsam kaçsam

Yüce dağlara dağlara Teli Turnam:

Aşağıdan selen selli turnalar

Ötme telli turnam gönlüm şen değil

Derdim birikene sen de beş etme

Ötme garip turnam gönlüm şen değil

Sonuç

Estetik, üslup ve ifade bakımından çok zengin bir niteliğe olan Türkmen ezgileri doğa ve hayvan sevgisine dayalı kültür ürünlerimizde önemli bir yere sahiptir. Türkmen ezgileri, halk yaşamının, halk ruhunun en içten ifadesidir. Bu kültür sadece Anadolu ile sınırlanamaz, bu kültürün ana kaynağı Orta Asya’dır. Bu kültürü anlamak için Orta Asya kaynaklarına kadar inmemiz gerekir. Orta Asya’dan Anadolu’ya intikal eden doğa ve hayvan sevgisi üzerinde «totemizm» ve «natürizm» kültürünün il­gisi yoktur. Halk hikâyelerimizde, masallarımızda, atasözlerimizde, destanlarımızda geçen doğa ve hay­van sevgisi tamamen semboliktir.

 

Bu haftaki yazımda kültürümüzde müziğin yerini  sizlerle paylaştım. önümüzdeki haftalarda başka bir konuyla tekrar birlikte olmak dileği ile ;
HOŞÇAKALIN...
Doç. Dr. Sonat SEYHAN 
 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.